islam, ilimli islam, demokrasi, liberalizm, neoliberalizm, oportunizm & yalakalik, ozgur dusunce, sosyalizm, emperyalizm, antiemperyalizm ve ulusalcilik: ideolojik piclesme ve 12 eylul uzerine bir yazi.
efendim gectigimiz gunlerde basbakan tarihi ikiyuzluluklerinden birine daha imza atarak (hakimiyet allahin, suc sistemin) 12 eylul mahkumlarindan bahsettigi bir konusmada zirlamis. simdi burada kendisine karsi olan negatif tavrimizin iktidar mucadelesi yelpazesinin herhangi taraflarindan birinde bulunan herkese yonelik bir antipatiden kaynaklandigini belirtelim. kisacasin, ikiyuzluluk ve aglakliktan hoslanmiyoruz. simdi, adam muhtemelen icten aglamistir, zira bildigim kadari ile bir oyunculuk kariyeri yok, netekim mustafa pehlivanoglu (a.sl.)'nin peygamber ve aile sevgisinden bahsederken aglamis, yoksa sosyalistlere falan agladigi yok. bu sebeple kendisi bu konuda ornegin iceride 600 felan cocuk varken "biz sudan;dan gazze'ye butun cocuklar gusun istiyoruz" dedigi zamanki yuzsuzlugu burada gerceklestirmis degil. saten sayin pehlivanoglu(a.s.) de obur dunyadan yaptigi aciklamada "fikrimiz iktidarda, biz.. neyse aq" diye aciklama yaparak durumun gerceklerini gozler onune serdi. neyse... konumuza gelelim, bu adamin oniki eylul falan deyip zirlamasi ortaligi karistirdi, oyle ki turk ulusalciliginin en gerizekali temsilcilerinden syain yilmaz ozdil'in bugun yazdigi yaziya katilmamak icin marsli falan olmak gerekir. kendisi su konuda haklidir. birincisi 12 eylul oldugunda tayyip falan ortada yoktu, hakan sukur tipi santrfor olmak hayalleriyle belediye'de top oynuyor, bos vakitlerinde muhasebe defteri tutuyordu. ikinci nokta hakikaten bu ulkede bahsedilen donemde "takunyali" bulunmamasiydi. ozdil'in hatali oldugu nokta zaten burada basliyor. artik "takunyali" var, senin kadar bu ulkenin vatandasi ve ayni sekilde demokratik temsil hakki var. siz izmirliler nasil balkonda oturup kurtleri taslamayi seviyorsaniz bu adamlar da apartmanlarin bodrum katinda kur'an kursu acmayi seviyorlar, yapabileceginiz birsey yok, turkiye'nin nufusu adeta ozlemle andiginiz 1978'den beri asagi yukari 20-25 milyon artmis, sehirler koyden geleli 10 sene olmamis insanlar ile dogmus. simdi bugunun kemalistlerinin tamamini 12 eylul'un ortagi ilan etmek tipik islamci salaga yatmasi olur. bugun vesayet siperlerinde rastladigimiz cogu adam o gunlerde diktaya karsi samimi mucadeleler vermis, ugrunda aci cekmis admalardir. pekiyi, konumuza gelelim. buchner "her devrim kendi cocuklarini yer" demis. bu sefer devrim kendi babasini yermis gibi yapiyor. "devrim" 12 eylul ise, bu devrimin mahiyetini anlayabilmek zor degil, guney kore tipi neoliberal cunta mudahalesi denemesidir. tek pozitif sonucu isin sonunda sivilliginden taviz vermeyen turde bir kapitalist toplum yaratmis olmasidir. hos emekci adamin cok sikindeydi kendisini sivil somurmus veyahut postalli somurmus. neyse. bu olusan kapitalist toplumun sorunu, kendisini olusturan yeni burjuvazinin koylu olmasi ve dolayisi ile cumhuriyetin yarattigi kimliksizlik ve mesruiyet krizinden kendini arap farzederek cikis aramis bir tasra esrafinin dolar ile imtihani sonucu ortaya cikmis olmasi. yani mubalaga etmiyorum, turkiye'de cocugunun adina "meymune" koyan adamlar var. ne kadar garip geliyor degil mi, (gerci tarafsiz bakilirsa togacar veyahut toyberk'den daha alternatif olmadigi soylenebilir.) ama ne dusundugunuzun samimi demokratik bir ortamda hicbir onemi yok, cunku bu insanlar ile ya seve seve, ya sike sike barisacaksiniz. bu insanlar da bu ulkenin en az sizin kadar sahibi ve vatandasi. gerci artik seve seve falan kalmadi, geldiler bam diye devlet mekanizmalarinin 1913'ten beri goz nuru gibi korunan KOR'una oturdular. pekiyi buradan sonra ne olacak. islami dogmadan uzak oldugu kadar kemalist-militarist dogmadan da uzak kimselerin durusu ne olmali. efendim habermas diyor ki "devlet ile vatandas arasinda cogu zaman fazla da girilemeyen bir mayinli arazi vardir, bu arazide her gun bilincsizce devlet ile sivil toplum arasinda bir pazarlik gerceklesir, devlet istedikleri ile verdikleri arasindaki dengeyi tutturabildikce mayinli araziye dokunan olmaz." simdi militokratik kemalizmimizin bugun geldigi noktada, gene uniformali buyuklerimiz sagolsun, sosyoloji bilimine damga vuracak bir musluman koylu burjuvazisi ortaya acikti, koyluleri neden oldurmeliyiz siirini bilirsiniz, darbeciler hemen sevinmesin, artik cok gec. devam edelim, bu noktada serif mardin'in de belirttigi merkez-cevre cekismesinin yeni bir fazina girmis bulunuyoruz. artik musluman laik her kimse o mayinli tarlada mevcut devletin pazarligini yemiyor, fakat acik soyluyorum korkumuz bu pazarligi uniforma yerine takuna giyen bugunkunden daha tok saticilar ile yapmak zorunda birakilmaktir. musluman kalvenistler sandigimiz kadar ilimli mi? 1998'den bugune cemaat gazetelerindeki yazarlarin degisimini izlerseniz, ocagi acip kapayan ellerin hareketlerine tabii donuslerini gorebilirsiniz. yani bugun ilimli islam, yarin kaynayan islam, obur gun tasan islam, ocagin dugmesine bakiyor. tek sart tabii gaz bitmesin. asker de bu sefer ilk defa dugmeyi cevirecegine gazin bitmesini bekliyor. gazin bitmesi de, dugmenin cevrilmesi de turkiye'de ilerlemeye vurulan minimum 15-20 senelik bir darbe olacak. ama musluman kesimi abartiyoruz, danismanlarini, egitimlerini, caplarini, kalitelerini abartiyoruz. silahli kuvvetlerde kendilerinden daha salak bir jenerasyona denk gelmis olmalari bu adamlari cok kurnaz kilmiyor. ornegin erdogan'a bakin. menderes, ozal, erdogan siralamasinda en entellektuel acidan geri olan kim? erdogan siyasi rulette muazzam zarlar atti, gerci rulette zar atilmaz ya, lafin gelisi. kendisi de kumar yerine scrabble oynanmasini onermisti. saka bir yana saaddet tabanini yuzde 3-4 oynatabilmek icin bir gemi olayina girdiler ki, bizim egreti burjuvalarin da dispolitika arenasinda kendilerini gosterebilmeleri icin guzel bir firsat oldu, abd'de suregelen yahudi taraftari-tarafsiz cekismesinden kim galip cikarsa ciksin, turkiye'de askerin irak tezkeresinde durulen defterine kilolarca yeni sayfa eklediler. yukselen burjuvalar koyle de olsalar sehirli de olsalar neden hep yasadiklari ulkelerin dinamikleri (dolayisiyla kendileri) altina dinamit dosemek zorunda hissederler kendilerini? bir zamanlar almanya'da bir schachtflotte muhabbeti vardi, 20 tane gemi yapacagiz diye dunya iki defa savasa dustu. neyse. ergenekon sureci basinda kendilerine ABD tarafindan gosterilen dostca destegin devam edecegi zanninda degilim. yalniz, belki de turkiye artik hakikaten secimlerde iktidara gelenlerin yonetecegi bir ulke olmak yolunda ilerlemistir, sanmiyorum ya. gogsu killi kafasi bos birkac oglandan baska baska kimse bu fikri paylasmiyordur. gerci zaten rasim ozanlarimiz neye makbul derse orada bir kelek arayacaksin. zaten her boku halka havale etmekten halk secsin demekten isin de iyice boku cikti. halk kim lan. cok net soyluyorum, bu ulkenin burokrasisi, askeri bilmemnesi halktan bir gidim daha akilli olsa tum politik ortam altust olurdu, ama turkiye orneginde hakikaten halk oligarsiden daha akilli. neden? cunku halk cebine bakiyor. bir ulke icin optimum politika cebini dolduran politkikanin pesinden gitmektir. bu sebeple mesela gazze'yi elestiriyoruz da iran urenyum takasi gerzekligini anlayisla karsiliyoruz. cunku isin ucunzda turkiye'nin ugrayabilecegi ciddi bir zarar sozkonusu. devam edersek, bu halk secsin bilmemne doyerek turk liberalligindeki dehset plesbiteryanizm yillardir suregelen anlasilabilir bir apolet nefretinden kaynaklaniyor. haksiz da degiller. bu sebeple akp'ye "bunlar yuzde 70 avrupayla ticaret yapiyorlar oyleyse seriat getirmezler" diyen wishful thinkingci buyuklerimize saygida kusur etmuiyoruz. tabii baksinlar bakalim islamic republic of iran ticaretinin yuzde kacini ab ile yapiyormus, ticaret ile rejimin direkt iliskisinin limitleri nelermis, bunlar baska bir yazinin konusu. turk halki gibi gerzek halklar arasinda en gerizekali bir halkin (tum halklar gerzektir)da akp'yi 2010"a kadar tasiyabilmesi hakikaten buyuk olaydir. lakin dedigimiz gibi herkesin ve her dinamigin limitleri var. bu ulkede vesayet "supergericilige" karsi kurdugu tartisilmaaz moral ustunlugunu "tamam cok ilerledik. rahat! yere yat!" diye emir verdigi gun kaybetmistir. ama tayyip erdogan'i da tam o verilen emirin yarattigini unutturmamak, hatirlatmak boynumuzun borcudur. turkiye akp'nin yonetimin yuzde 50-60ina vakif oldugu 2002(3)-2010 yillari arasinda cok sey kazanmistir. bunlar geri donusu sanilandan kolay uc-bes yasa, dgmnin kaldirilmasi ile oldu demek yetersizdir. turkiye'nin asil kazandigi sey ozgur ve demokratik tartisma ortamidir. ben size birsey soyleyeyim, 1999'dan evvel kamuoyu nezdinde her "kurt", "ermeni" "sivil demokrasi" diyen adamin fislendigine dair suphem yok. bu sebeple akp turkiye'deki diskursiv berlin duvarlarini kendi amaclari icin de olsa teker teker yikmistir, bu sebeple kendilerine tesekkur de ediyoruz. ama konumuza gelirsek, akp bu anayasa referandumu hadisesi ile bahsettigimiz yuzde 50-60lik yonetim pastasinin neredeyse 90'ina, yani bati tipi liberal burjuva demokrasisi seviyesinde bir kesirine talip olmaya hazirlaniyor. bu da bizi basladigimiz noktaya getiriyor, burjuvalik parayi kazanmak midir, yoksa minimum kozmopolitan bazi degerleri benimsemek midir, yoksa "senleng ayni figirde degilim, o figri savunmaya devam ederseng de anangi sigerim" vari anadolulu belediye meclis uyesi esiginde mi durmaktir? yoksa hafiften kendin ile ayni fikirde olmayan kimselerin de olabilecegini benimsemek, farkli yasam tarzlarina kendine gosterilmesini istedigin ve 80 senedir fazla tam olarak gosterilmeyen saygiyi gostermek midir. buyuklerimizin oyle gote boyle yarak diye bir lafi var. ne verdin ki ne isteyesin. gecen vakit'te bir yazi okudum. "asil soru kurtler ile turkler birarada yasayabilir mi degil, asil soru muslumanlar ile kriptolar bir arada yasayabilir mi" baslikli, balkan gocmeni ertugrul ozkok'u tipik islamci geyigi yolu ile yahudi donmesi ilan eden bir yazarin elinden cikmis ilginc bir yazi. bilenler bilir, ertugrul ozkok'u gunahim kadar sevmem, gerci gunahimi severim. neyse. yazar tipik akp'den evvel genelkurmayin akreditasyon vermeyip surundurdugu, akp'den sonra ise entellektuel kapasitesi abartilan, demokrasi havarisi ilan edilen zumrenin bir elemani. guzel de yazilari var. yazinin sonlarina dogru bir paragrafta "Zira, hesaplar açıldığında görülecektir ki, Hakkarili Kürt Selahattin ile Yozgatlı Türk Alparslan bu ülkede daha fazla yaşama hakkına sahiptir. En azından bu ülkeye sonradan gelmediler" deniyor. Kemalistlere (her ne kadar en az siyasal islam kadar gerzek ve tutarsiz bir fikir olursa olsun) darbeciligi birakmalarini, alevilere hanefi mezhebinin doldurdugu ve son 40 yilda ara sira kendilerini cesitli okazyonlarda yakan devlet kadrolarinin sicak kollarina teslim olmalarini ogutleyen ama azinlik haklarina dogal olarak genellikle egilen liberal yandaslarinin gazetelerinden "TSK'da alevi kadrolasmasi" haberlerini piyasaya sintine gibi bastiran ilimli islam odaklarinin bu konuya artik dikkat etmeleri lazim. hem bu devletin yuzde doksanina oynayacaksin, hem buna karsi cikanlari israil usagi ve darbeci ilan edeceksin, hem bizden korkmayin diyeceksin, hem de hesaplari acmaktan bahsedeceksin. yavrum, hesap mesap diyorsun da, senin dedigine gore, hani turkiye 400 sene rumeli'ye anadolu'dan yorukleri, turkmenleri fatihanlari yerlestirmedi, selanik turk sehri degildi falan ya o acidan, mesela bir ara anadolu ermenileri vardi, haftada uc bok attigin jonturklerin soykirim yapip "temizledigi." onlarin asagi yukari iki-uc milyon eden varislerinin mesela senin komsunu bogazlayip karisina tecavuz ettikten sonra uzerine seyyar tuvalet kurup sicmaktan baska bir bok yapmadigin dogu anadoludaki arazilerine tekrar sahip cikmalari olasiligina ne diyorsun. ulkede ermeni olmayan yerde ermeni seviciligi yapmak kolaydir. bu ulkede dokulen her damla kandan kendini turk hanifi-sunni musluman kimligi ile vareden adam olarak(kurtlere gelmiyorum) sorumlusun. bu ulkenin yonetiminde hakiki sorumluluk istiyorsan, topu 3-5 bin yahudi donmesine, masona, veya bu ulkenin en az senin kadar mesru vatandasi ataturkculere atmayi birakacaksin. kurtlerde de ayni boku yapiyorsun, guzel radikal fikirlerin de var, ama kendi secmeninden korkup topu vesayete atiyorsun, "yaptirtmadilar" diyorsun. bu ulkede artik yaptirtmayacaklari iki sey kaldi, toprak butunlugune yonelen tehditler bile bunlarin arasinda degidir. o yuzden siki yalancisin, hem aptal, hem kapasitesiz hem de iki yuzlusun, godivayi almakla burjuva olunmaz. sen de haklisin zamanla ogreneceksin. irk-mezhep nefretlerinden sdolayi tarih boyunca bu ulkede halki sistem aleyhinde harekete gecirmek mumkun olmadi. asli unsur sevmedigini oguttu, kitir kitir kesti, malinin ustune oturdu. iste o asli unsur sensin. kizini turbanla universiteye sokmuyorlar diye sistemin kurbani oldugunu iddia edersen sana gotumle gulerim. emin ol kizini universiteye turban ile sokacagimiz gunler de gelecek. ama asil kurbanlar, sen tophanede toptan sunger ticareti yaparken bu ulkede iscinin hakki icin direnen, aclik grevleri ile hala F tiplerinde patir patir dokulen kadinlar-adamlardi. seni bugun bulundugun noktaya getiren ise mucadele ve fedakarlik degil tavizsiz oportunizmdir. emre akoz'u de buludnugu noktaya getiren tavizsiz oportunizmdir. medyada kendisi gibi gidili opostunist agabeyler mevcut, ama bu adamlar en azindan gencliklerinde cift magnumla gezmek zorunda kalmis, tabulari yikmaya gotleri yemis adamlar. allah icin entellektueller de. ama bakin emre akoz gecen gun, tam da cemil cicek'in "Abdülhamit’i devirmek için yan yana gelenlere bakın. Abdülhamit’e Jön Türkler -ki Mason bir kanadı da vardı içlerinde- ulemedan Hoca Muhittin Efendi, Abdullah Cevdet, Tunalı Hilmi ve Emanuel Karasu da karşıdır. Gayrimüslüm, dindar, ateist hepsi Abdülhamit karşıtlığında birleştiler. Türkiye’deki ne derseniz deyin terörden beslenen bütün unsurlar aynı safha geçtiler. AKP’nin gitmesini isteyen bütün unsurların ortak paydaları aynıdır.” aciklamasi uzerine ne demis. once bakanin sozlerine biraz deginelim. "flort fahiseliktir"den bugune neredeyse 16-17 sene gecmis olmasi lazim. ama degistik diyenler de degismiyorlar. nasil ataturk kemalistler, askerler falan filan icin tek basina gemi kullanarak samsun'a cikan bir super kahraman ise (ben ataturk'un bandirma vapurunda kac yuz adam ile seyahat ettigini orta-1 de duydugumda cok hayal kirikligina ugramistim) ikinci abdulhamid han cumhuriyet siyasi islamcilarinin super kahramani olmustur. simdi cepheye donelim. "gayrimuslim, dindar, ateist" cumlesinde birkac kod var. oncelikle gayrimuslim falan zaten kalmamis canina okunmus, gayrimuslim burada atesit ile birlestirilerek islamci dunya goruse sahip olmayan (gerci sayin bakan da islamci "per-se" degildir yahu) kisileri kapsayacak sekilde genisletiliyor. dindar dedigi de belki son gunlerde sebebini biz fanilerin anlayamadigi bir kirilma yasadiklari cemaat-tarikat uyeleri olabilir. hocanin soyledigi gibi vatandasin kendi devletinin kademelerine sizmasi illegal degildir ki, keske hedeflerini faaliyetlerini kendileri anlatsalar da ogrensek. neyse, devir o devir degil, onlar da hakli, bilahare deginecegiz. gene dindar, saaddet tabani ve musluman-anarsist liderine de deginiyor olabilir. sayin kurtulmus'u dogan gazeteleri ovmeye basladi, ali bulac ise kendisinin tayyip erdogan ile ortak senaryolan arayisinda oldugunu belirtti. buradan cikarilacak yorumu size birakiyorum. neyse, sevgili demograt yavrum. bilesin diye anlatiyorum, koca gotlu emre akoz, single-malt'tan vaktin kaldiysa sen de iyi dinle. abdulhamid'e 1883'te buyuk suriye (Sam) vilayetinden bir kutu ulasti. kutunun uzerinde "japon zumrutleri" yaziyordu. abdulhamid bir sure kutunun icine bakti ve tatmin olmus bir gulumseme ile kapatti. kutuda ne vardi biliyor musun? kutuda turkiye'de ilk anayasayi ya seve seve ya sike sike deyip guc bela yazdiran, ilk parlamentoyu gene guc bela toplattiran ex-sadrazam Mithat Pasa'nin kesilmis kellesi vardi. o yuzden "bosuna vakit kaybetmeyelim, turkiye'de zaten tek adama cok onem veriliyor yeaaa, liderlik cok onemli yeeaaa" diye gevrek gevrek konusup, bir de erdogan'in baskanlik sistemi hevesine abdulhamit'i ornek gostermek tam da boyle bir gerizekalilik ortamina yarasir. sistematik olarak alevileri hedef gosteren adamin kurtler konusundaki samimiyetine neden inanayim? ya alevi hasbelkader bu ulkede suriyedeki (farkli etnik grup-dindir orasi baska)gibi diktatorluk kursa gene aleviler diye hedef gosteremezsin yavrum. gosteriyorsan bu ulkeye demokrasiyi ben getirecegim diye gerinmeyeceksin. 1922'den 1938'e ataturk'e hakli olarak diktator diye cemkireceksin, sonra bu ulkede tam tamina 1876'dan 1909'a kadar 33 sene hukum suren ulke tarihinin son 300 senedeki en siki istibdatini kuran abdulhamid'in polis devletini bize baskanlik sistemini ovmek icin kakalayacaksin. bana soracak olursan mustafa kemal'de, abdulhamid'de teknik, doktukleri kandan bagimsiz dusunuldugunde kendilerince buyuk adamdir, ama sen biraz tutarli ol be sisko! bir ulkede demokrasi kulturu bir sporu yaparken bilincsizce kabul edilip uygulanan kurallar gibi olusur. nasil basketbol oynarken kimse birbirine celme takmiyorsa demokratik toplumlarda da cesitli centilmenlik anlasmalari olur. mesela insanlarin etnik kokenleri siyasete malzeme yapilmaz, tartisma konusu edilmez. ayni sekilde insanlar bir mesruiyet cercevesi dahilinde hareket ederler. (ben devrimciyim burjuva demokrasisine inanmam, bu islerden anlamam, siz "liberal demokrat"siniz diye anlatiyorum. istegim de olasiligi yuksek sistemlerden bari en inasn merkezlisi olan sivil burjuva demokrasisini su ulkeye oturtsak.) ama emre senin gibi semiz okuzler ne yaparlar, ellerinde elektrikli testereyle basket macina cikip daha mac baslamadan faul yapildi diye aglarlar. hakkini arayan kurtleri su veya bu sebeple israil ile ozdeslestirip halki sokaga dokerler, nefret sloganlari attirirlar, bunu da saaddet partisinin ahi gitmis vahi kalmis tabanindan oy almak gibi gerzeklik derecesinde kisa goruslu bir plan geregi yaparak washington'da turkiye'de sivillesme lehinde ne dinamik varsa darmadagin ederler. bunun da uzerine gider abdulhamidi turkiye'ye baskanlik sistemini yutturmak icin ornek gosterirler. yavrum ne abdulhamid'i? bu ulkede hakikaten karsilikli demokratik mutabakat falan olmaz, sebepleri irdelemezsek biri aciktan fasist oburu kendine demokrat iki oligarsi dovusutrler, biz de ozgurluk, sivillik, demokratik tartisma falan diye taraf secmeye calisiriz. bu ulkede politika gerginlik uzerinde yurur, siyasi gucun "stake"leri buyuktur, kaybeden altta kalir, hatta idam edilir. hani menderes'e aglayip mithad pasanin kellesi ile halisaha top oynayan abdulhamid'i ovuyorsunuz ya. igneyi kendine, cuvaldizi genelkurmay'a batiracaksin. ha ben sirf beni kayseri esrafindan cagdas sivil toplumun gerekliliklerini ogrenmek zavalliligina dusuren kurmay subay sisteminin inadina referandumda evet oyu veririm. bu sozum de sana badem biyiklim, hersey bir yana, erdal merdal da demeyiver be...
Friday, 23 July 2010
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
bağımsız bir yorum: yazınızı okudum şamil bey. birçok noktaya katılıyorum, ben toplumdaki asıl sorunun kamplaşmanın getirdiği bir akıl tutulması ve ezber sonucunda çıkan maskülen fanatizm olduğunu düşünmekteyim. örneğin akp yanlısı olup da referanduma hayır demek ve chp yanlısı olup evet demek nerdeyse imkansız şeyler türkiye'de.
ReplyDeletesiz orduya darbecilere karşı çıkıyorum, referanduma evet diyorum derken akp kampında olmadığınızı göstermek için kim olduğunuzu açıklamanız gerekiyor, aynı yazının içinde akp'ye de saldırmanız gerekiyor. eğer bunu yapmazsanız ne yazık ki siz de olmadığınız halde liboş-dinci yaftası yiyeceksiniz. veya bunun tam tersi için de kendinizi kemalist blokta görmek istemediğiniz için chp'ye saldırmanız gerekiyor. ben sizi eleştirmiyorum, ben de sizle birçok konuda benzer düşünceler paylaşmaktayım ancak düşüncelerimi ifade ederken tarafsız olduğumu vurgulamak için ekstra efor sarfetmek istemiyorum, açıkçası ben liboş da kemalist de değilim eforunu sarfetmekten yoruldum. bağımsız bir kamp kursak belki böyle bir kamplaşma etrafında bu efordan da muaf olmuş olabilirdik. o zaman futbol takımı tutmak yerine ideoloji ve fikirlere değer verdiğimiz bir durumda bulunabilirdik. çünkü bunu yapmadığınız zaman fikirlere değil kişilere karşı çıkıyorsunuz, örneğin bağımsız dış politika isterken ve hayatı boyunca israile ve abd'ye düşman olurken bir anda dinci hükümet israil karşıtı politika yapınca israil dostu oluveriyor insanlar. geçen gün tayyip'e yahudi uşağı diyen şimdi israil tayyip'in hakkından gelecek diyebiliyor. aman dinci liboş olarak nitelenmemek için öbür kampa da dokundurursak geçen gün ırak'ın ırzına geçmeyi planlayan başbakan ve danışmanları bugün kudüs'te namaz kılmak istiyorlar. bölgede sıfır sorun politikası geliştireceğiz deyip sadece radikal grupları ve hükümetleri destekliyorlar, müslüman kardeşler ile savaşın eşiğinde olan mısır'la düşmanlık derecesinde soğuk ilişkilerde bulunuyorlar.